Son dönemde ABD'nin, İsrail ordusuna yönelik mali destekleri gündeme bomba gibi düştü. Her ne kadar bu destek, her iki ülkenin güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi amaçladığı ifade edilse de, ayrıntılar ve amaçlar hâlâ belirsizliğini koruyor. ABD, yıllardır İsrail'e sağladığı askeri yardımlarla tanınıyor ve bu yardımların son yıllarda büyük bir artış göstermesi, hem uluslararası ilişkileri hem de bölgedeki güç dengelerini etkileyecek nitelikte. Bugüne kadar hangi projelerin bu bütçeden faydalanacağına dair daha fazla bilgi verilmedi. Peki, bu durum ne anlama geliyor? İşte detaylar.
ABD ve İsrail arasındaki askeri işbirliği, 1960'ların sonlarına kadar uzanıyor. Bu uzun süreli ilişki, savaş, kriz ve barış dönemlerini kapsıyor. ABD’nin, İsrail’e sağladığı askeri yardım, öncelikle dış politika hedefleri doğrultusunda şekilleniyor. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin etkisini kırmak adına İsrail, stratejik bir müttefik olarak öne çıktı. 1980'lerde bu ilişkiler daha da derinleşti ve özellikle askeri teknoloji alanında işbirlikleri güçlendi. Bugün gelinen noktada, ABD, İsrail'e yıllık en az 3.8 milyar dolarlık askeri yardımda bulunuyor. Ancak, son gelişmeler bu rakamı daha da artırmayı hedefliyor.
Son günlerde gündeme gelen, ABD’nin İsrail ordu üslerine yönelik yüzlerce milyon dolarlık ek bütçesi, aslında pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Bu bütçenin büyük bir kısmının, yeni nesil savunma sistemleri ve siber güvenlik projelerine aktarılması bekleniyor. Ancak, bu fonların kullanımı ve hangi projelerin öncelik taşıyacağı konusunda herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. ABD’nin böyle büyük bir bütçeyi neden gizli tuttuğu ise tartışmalara neden oluyor. Bazı uzmanlar, bu durumun bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemek amacıyla yapıldığını, bazıları ise iç politikaya yönelik bir adım olduğunu savunuyor.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise, bu bütçenin, sadece askeri işbirliğine odaklanmaması. Ekonomik desteğin yanı sıra, insani yardım projeleri ve teknoloji transferleri de bekleniyor. Böylelikle, hem İsrail'in askeri kapasitesinin güçlenmesi hem de iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleştirilmesi hedefleniyor. Ancak, tüm bunların yanı sıra, özellikle Ortadoğu’da barış süreçlerine katkı sağlayıp sağlamayacağı da merak konusu.
Sonuç olarak, ABD’nin İsrail ordusuna yönelik yüzlerce milyon dolarlık desteği, askeri işbirliğinin yanı sıra iç siyasi dinamikler, uluslararası ilişkiler ve bölgesel güvenlik açısından büyük bir önem taşıyor. Ancak detayların belirsizliği, bu bütçenin gerçek amacını sorgulatıyor. Önümüzdeki günlerde daha fazla bilgi edilmesi, hem bölgede hem de uluslararası alanda yankı uyandıracaktır.