Antalya, 23 Ekim 2023 tarihinde saat 14:45 sularında, AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından kaydedilen 3.8 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Depremin merkezi, Antalya'nın Gündoğmuş ilçesi yakınları olarak tespit edildi. Bu beklenmedik sarsıntı, bölgedeki vatandaşlar arasında büyük bir korku ve paniğe yol açtı. İlk belirlemelere göre, depremin derinliği 7 kilometre olarak ölçülürken, can ve mal kaybı yaşanmadığı bildirildi. Ancak, deprem sonrası yaşanan panik ve endişe, Antalya ve çevresindeki şehirlerde hissedildi.
Depremin ardından AFAD, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, durumun kontrol altında olduğunu ve ekiplerin gerekli önlemleri aldığını duyurdu. Antalya halkı, deprem anında yaşadığı şok ile birlikte sokağa döküldü ve bir süre açık alanlarda beklemek zorunda kaldı. Gündoğmuş ilçesinde bazı binalarda hafif hasarlar meydana gelirken, özellikle yaşlı ve çocuklar arasında korku dolu anlar yaşandı.
Yerel halk, depremin uzun sürmemesi ve bu büyüklükteki depremlerin Antalya'da nadir görülmesi nedeniyle rahat bir nefes alırken, yine de yetkililerin açıkladığı veriler doğrultusunda tedbirlerin alınması gerektiği konusunda uyarıldı. Antalya’nın yer altı yapısının depreme karşı hassasiyet taşıdığı bilinirken, uzmanlar, özellikle gelen bu tür sarsıntılara hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi.
Jeoloji Mühendisleri, Antalya’nın depremselliği üzerinde durarak, bölgede geçmiş yıllarda meydana gelen depremlerle ilgili verileri inceledi. Türkiye’nin dört bir yanı gibi Antalya’nın da seismik açıdan risk taşıdığını belirten uzmanlar, devletin bu konu üzerinde yoğunlaşarak, olası bir büyük depreme karşı gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade etti. Düşük büyüklüklü depremlerin, büyük felaketlerin habercisi olabileceği uyarısını yapan uzmanlar, insanları bu tür olaylara hazırlıklı olmaya çağırdı.
Deprem sonrası nasıl bir tepki verilmesi gerektiği konusunda eğitimlerin önemine dikkat çeken uzamanlar, “Kollarımızda bala ve su şişelerimiz, evlerimizde acil durum çantası bulundurmalıyız. Ön hazırlık yapmak, deprem sırasında paniğe kapılmamamız için önemlidir” dedi. Bu tür olayların toplumda bilinci arttıracağını, gerektiğinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında bilgi sahibi olmanın hayati önem taşıdığını belirtti.
Özellikle Antalya gibi turistik bir bölgede, depremin turizmi nasıl etkileyebileceği de merak konusu oldu. Uzmanlar, bu tür olayların turizm sezonu üzerinden önemli etkiler yaratabileceğini, ancak uluslararası ölçekte Türkiye’nin her alanda güvenli bir ülke imajının önem taşıdığının altını çizdi. Antalya'nın doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri, bu tür olaylarla bir arada değerlendirildiğinde, bölge turizmi açısından olumsuz bir algı oluşturabileceğini belirten uzmanlar, turizm alanında alınacak önlemlerin de gözden geçirilmesi gerektiği ifade etti.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları da, depremin ardından yapılan açıklamalara destek vermek için bilgilendirme toplantıları düzenlemeye başladı. Bu toplantılar, vatandaşların deprem konusunda bilinçlenmesine yardımcı olacak bilgiler sunmayı amaçlıyor. Depremle ilgili eğitimler, anında müdahale ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi gibi konulara odaklanılarak, bölgedeki vatandaşların depreme hazırlık düzeyinin artırılması hedefleniyor.
Sonuç olarak, Antalya'da meydana gelen 3.8 büyüklüğündeki deprem, halk arasında bir korku ve endişe yaratsa da, gerekli önlemlerin alınması durumunda olası sonuçların minimize edilmesi sağlanabilir. Bu tür olaylar, vatandaşların bilinçlenmesi ve devletin altyapı yatırımlarını gözden geçirmesi için bir fırsat olmalıdır. Gelecekte bu tür doğal afetlerle karşılaşmamak ya da en az zararla atlatmak için, toplum bireyleri ve devlet kurumlarının birlikte hareket etmesi büyük önem taşıyor.