105 yıl önce, 1923’te kurulan Rusya-Türkiye diplomatik ilişkileri, iki ülke arasındaki tarihsel ve kültürel bağları derinlemesine anlamak için önemli bir zemin sunuyor. Bu yıl, sadece iki ülkenin değil, aynı zamanda dünya politikasının da önemli bir dönemecini simgeliyor. Farklı ideolojilere sahip olan bu iki ülke, zaman zaman çelişkili politikalar izleseler de, tarihsel süreç içinde bir denge unsuru olmayı başardılar. Peki, bu ilişkilerin arka planı nedir? Ve günümüzde, Türkiye-Rusya ilişkileri hangi noktada? Bu yazıda, tarihsel bağlardan güncel gelişmelere kadar olan süreci inceleyeceğiz.
Rusya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkileri, iki ülkenin de imparatorluk dönemlerine kadar uzanmaktadır. 1790’lar itibariyle başlamış olan ilişkiler, pek çok savaş ve müzakereyle şekillendi. 20. yüzyılın başlarında, 1917 Rus Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birleşerek yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye, Sovyetler Birliği’nin varlığı döneminde hem ekonomik hem de askeri açıdan belirli ittifaklar geliştirdi. Bu dönemde Türkiye, Rusya ile olan ilişkilerini güçlendirerek, özellikle de karşılıklı düşmanlıkları minimize etmeye çalıştı. İki ülke arasındaki bu denge, Soğuk Savaş döneminde dahi büyük bir önem taşıdı ve her iki taraf için stratejik avantajlar sağladı.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile birlikte, Türkiye-Rusya ilişkileri yeniden bir incelenme sürecine girdi. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında Türkiye, bağımsız eski Sovyet cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirmeye çalışırken, Rusya da Türkiye ile olan bağlarını güçlendirme yoluna gitti. Bu bağlamda, 1990’larda başlayan ekonomik işbirlikleri ve enerji projeleri, iki ülke arasında ilişkilerin yeni bir boyut kazanmasına zemin hazırladı.
Günümüzde Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler, birçok uluslararası krize rağmen önemli bir stratejik ortaklık haline gelmiştir. Sözgelimi, enerji politikaları, ticaret, turizm ve askeri işbirlikleri gibi alanlarda çeşitli fırsatlar sunulmaktadır. Türkiye’nin, Rus doğalgazını üzerinde taşıyan projelerle birlikte enerji güvenliğini artırma çabaları ve Rusya’nın Türkiye’deki inşaat projeleri, iki ülke arasındaki bağı her geçen gün daha da güçlendirmektedir.
Ancak bu güçlü ilişkilere rağmen zorlu dönemler de yaşanmaktadır. Suriye iç savaşı, iki ülke arasında zaman zaman gerginliklere yol açmıştır. Türkiye, Suriye’deki muhalefete destek verirken, Rusya ise Esad yönetimini desteklemiştir. Yine, Karabağ’daki çatışmalarda da iki ülke farklı taraflarda yer almıştır. Bu durum, iki ülke arasında kriz yaratabilen pek çok meseleye yol açmıştır. Ancak her iki ülke de bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarmış ve ilişkilerini geri planda tutmayı becermiştir.
Sadece askeri ve siyasi alanda değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal alanlarda da karşılıklı anlayışları derinleştirerek ilerlemektedirler. Kültürel değişim programları, sanat festivalleri ve öğrenci değişim programları, toplumlar arasında köprüler kurmakta ve her iki ulusun da birbirine daha yakın hissetmesini sağlamaktadır.
Uzun vadede, Rusya-Türkiye ilişkilerinin nasıl evrileceği merak konusu olmaya devam ediyor. Enerji alanındaki işbirlikleri, ticaretin artması ve turizmin gelişmesi, iki ülke arasındaki ortaklıkların derinleşmesine yol açıyor. Ancak uluslararası dinamikler, bu ilişkilerin gidişatını etkilemeye devam edecek. Sonuç olarak, Türkiye ve Rusya’nın tarihi bağları ve güncel ilişkileri, hem bölgesel hem de küresel ölçekte dikkate alınması gereken önemli bir denge unsuru olarak masada durmaktadır. Ülkelerin birbirine olan güveni ve işbirliği ruhu, bu ilişkilerin geleceği açısından hayati bir rol oynamakta.
Sonuç olarak, 105. yılına giren Türkiye-Rusya diplomatik ilişkileri, tarihsel zenginlikleri ve güncel fırsatları ile birçok yanıyla incelenmesi gereken bir konudur. Gerçekleştirilecek işbirlikleri ile iki ülke arasındaki ilişkilere yeni boyutlar kazandırılabilir, bu da bölgesel istikrar ve ekonomik kalkınma için büyük potansiyel sunmaktadır.