Çiftçilik, nesilden nesile aktarılan bir meslek olmasının yanı sıra birçok insan için geçim kaynağıdır. Ancak, modern çağda tarım yapmanın yolları giderek çeşitleniyor. Türkiye'de, emeklilik dönemini sürdüren birçok birey, hayallerini gerçekleştirmek için farklı yönlere yöneliyor. Bunlardan biri de, emeklilik sonrası pitaya üretmeye başlayan yaşlı bir çift. Bu yazımızda, pitaya üretiminin detaylarına ve bu çiftin başarı hikayesine yakından bakacağız.
Pitaya, halk arasında 'Ejderha Meyvesi' olarak bilinir ve Tropikal bölgelerde yetişen, etkileyici görünümü ve tatlılığı ile dikkat çeken bir meyvedir. Asya'ya özgü olan bu meyve, son yıllarda dünya genelinde popülerlik kazanmış ve Türkiye'de de tarımı yapılmaya başlanmıştır. Pitaya, daha besleyici ve sağlıklı bir seçenektir, çünkü yüksek lif içeriği ve düşük kalori değerleri ile tanınır. Ayrıca, antioksidan özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirdiği düşünülmektedir. Bu özellikleri ile hem sağlık bilincine sahip bireyler hem de yeni lezzet arayışında olanlar tarafından rağbet görmektedir.
Yaşlı çift, emekliliklerinin ardından boş durmak yerine pitaya üretim sürecine adım atmaya karar verdiler. Yıllardır uğraşıp yaşadıkları zor günlere rağmen, onları bu yola iten en büyük motivasyon, hem sağlıklı bir yaşam sürmek hem de ek gelir elde etmek istemeleridir. “Emekli olduktan sonra herhangi bir sosyal aktiviteye katılmadıkça hayata tutunmak zor oluyor. Biz de hem hobi edinelim hem de ailemize katkıda bulunalım dedik,” diyor çiftin eşi Fatma Hanım.
Pitaya yetiştirmek için uygun bir iklime ihtiyaç vardır. Türkiye'nin güney kıyılarında yer alan bölgeler, bu meyve için elverişli koşullar sunuyor. İklim ve toprak özellikleri bakımından, Adana, Mersin ve Antalya gibi illerde pitaya tarımı giderek yaygınlaşmaktadır. Çiftimiz, ilk başta birkaç fidan ile başladıkları bu macerada, zamanla geniş bir üretim alanına ulaşmayı başardılar. “Başlangıçta tamamen bilgim yoktu ama araştırmalar yaparak, internetteki kaynaklardan faydalanarak ve uzmanlarla konuşarak kendimizi geliştirdik,” diyor çiftin eşlerinden Ahmet Bey.
Pitaya üretimi zorlu bir süreç olsa da, çifti en çok heyecanlandıran kısım pazar bulma fırsatları. İlk hasatlarını yaptıklarında, kilosunu 200 TL'den satmaya başladıklarını belirten çift, bu fiyatın sektördeki diğer meyve fiyatları ile karşılaştırıldığında oldukça kârlı olduğunu vurguluyor. “Pazar bulmak başlangıçta zor olsa da, sosyal medya sayesinde insanların dikkatini çekmeyi başardık. Şimdi siparişlerimizi bile artırıyoruz,” diyor Fatma Hanım.
Çift, pitaya üretirken aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarına da dikkat etmeye çalışıyor. Kimyasal gübre ve pestisit kullanmaktan kaçınarak, doğa dostu bir yaklaşım sergiliyorlar. “Doğal olarak yetiştirmeyi seviyoruz. Bu sayede hem sağlıklı ürünler elde ediyoruz hem de doğaya zarar vermemiş oluyoruz,” diyor Ahmet Bey. Bu yaklaşımları, müşterileri tarafından takdir edilirken, onların da işlerine olan bağlılıklarını artırıyor.
Sonuç olarak, bu yaşlı çiftin pitaya üretme kararı, emeklilik dönemlerini daha anlamlı hale getirdiği gibi aile bütçelerine de katkı sağlıyor. Çiftçilikle yeniden doğan bu çift, yaş ilerlese de hayallerin her zaman gerçekleştirilebileceğini gösteriyor. Pitaya gibi sağlıklı ve lezzetli bir meyve yetiştirerek, hem kendilerine hem de topluluğa katkıda bulunuyorlar. Onların hikayesi, birçok insana ilham verme potansiyeline sahip ve “Hayat ne kadar zor olursa olsun, pes etmemek gerekir” mesajını taşıyor.
Bu meyve ile ilgili daha fazla bilgi almak ya da ürün siparişi vermek isteyenler için çiftin sosyal medya hesapları ve iletişim bilgileri online platformlarda bulunmaktadır. Kendi küçük çiftliklerinde elde ettikleri özgün tarifleri de paylaşarak, pitaya ile yapılabilecek farklı lezzetleri keşfe teşvik ediyorlar. Yaşadıkları tüm zorluklara karşın, bu şirin çiftin azmi ve tutkusu, modern tarımın ve girişimciliğin güzel bir örneğini sunmaya devam ediyor.