Son yıllarda medyada sıkça yer bulan falcılara yönelik denetimler, beklenmedik sonuçlar doğurmaya başladı. Son olarak, bir falcı tarafından kazanılan 15 milyon lira gibi astronomik bir rakam, halkı hayrete düşürdü. Ancak bu paranın nasıl kazanıldığı ve vergi durumunun ne olduğu konusundaki gizem, birçok soruyu akla getiriyor. Falcı, yalnızca kazanç değil, aynı zamanda vergi yükümlülüğünden de muaf durumda kalmayı başardı. Bu durum, hem yasal hem de etik açılardan birçok tartışmayı beraberinde getiriyor.
İsmi gizli tutulan falcının, son dönemde artan popülaritesi sayesinde kazancının katlanarak büyüdüğü bildiriliyor. Yıldızlar, tarot kartları ve kahve falı gibi geleneksel yöntemleri kullanan bu falcının, danışmanlık verdiği kişilere astromik fiyatlarla çeşitli hizmetler sunduğu öğrenildi. Yapılan denetimlerde ise, kâr ve zararın kaydedildiği defterlerde bazı tutarsızlıklar tespit edilerek, elde edilen gelirlerin legal olup olmadığı sorgulandı. Fakat asıl bomba, falcının yıllık kazancı ile ilgili rakamların ortaya çıkmasıyla patladı. 15 milyon lira kazanan falcının, bu kazancın herhangi bir kısmı için vergi ödemediği öne sürülüyor. (1)
Bu olayın ardından, Türkiye'de falcılık ve astroloji hizmetlerinin ne derece denetlendiği gündeme geldi. Vergi mükellefleri, kazançları üzerinden vergi ödemek zorunda olmakla birlikte, ruhsatsız işleyen bu tür hizmetlerin vergi denetiminden nasıl kaçtığı merak konusu oldu. Falcıların birçoğu, halk arasında yaygın olan "kurumsal değil" gibi mazeretlerle bu yükümlülüklerden kaçıyor. Ancak bu durum, yasal çerçevede ciddi bir sorun haline geldiği için tartışmaların odağındaki yerini aldı. Sosyal medyada da bu konuyla ilgili çeşitli paylaşımlar yapılırken, birçok kişi neden böyle bir sistemin hala çalıştığını sorguladı.
Öte yandan, falcıdan hizmet alan kişilerinin sosyal medya platformlarında yaptığı yorumlar, pek çok insana örnek teşkil etti. İnsanların ruhsal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak bu tür hizmetlerden yararlananların, aynı zamanda denetim ve yasal durumdan habersiz olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, denetimsiz bir sektörün bu kadar büyük kazançlara ulaşmasının birçok olumsuz sonucu olabileceğini vurguladı. Ayrıca, bu durumun ruh sağlıkları üzerinde olumsuz etkileri olabileceği belirtildi.
Falcının kazandığı 15 milyon lira ve vergi durumu, sadece bireysel değil, toplumsal ve hukuki açıdan da birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olacak gibi görünüyor. Tarafsız bir şekilde ele alınması gereken bu mesele, daha geniş bir inceleme ve araştırmayı zorunlu kılıyor. İnsanların iradeleri üzerine etki etmək amacıyla sunulan ürünlerin ve hizmetlerin, yasal çerçevede kontrol edilmesi gerektiği konusunda pek çok kişi hemfikir durumda.
Sonuç olarak, falcının kazancı ve vergi durumu, yalnızca kişisel bir sorun olmayıp, toplumun genel yapısı ve vergi sistemindeki açıklar üzerinde de düşünülecek bir konu haline geliyor. Yeni bir denetim sistemi ve yasal değişiklikler, bu tür hizmetlerin kontrolsüz kalmaması için büyük bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. Denizler gibi derin olan bu sektör, belki de daha denetimli ve etik bir anlayışla hareket etmeyi öğrenmeli.