Son yıllarda Türk mutfağının vazgeçilmez besinlerinden biri haline gelen hamsi, bu sezon balıkçılar tarafından beklenen miktarda avlanamayınca, betimleyecek çok fazla şey kalmadı. Denizlerde hamsi stoklarının azalması, balıkçıların işini zorlaştırırken, teknelerin de kış mevsiminin gelmesiyle erken bir paydos vermesine neden oldu. Bu durum, hem balıkçılar hem de hamsi severler için birçok belirsizliği beraberinde getirdi.
Hamsi, özellikle Karadeniz'in soğuk sularında yoğun olarak bulunan bir balık türüdür. Ancak son yıllarda küresel ısınma, aşırı avlanma ve deniz kirliliği gibi birçok faktör, hamsi popülasyonunu ciddi şekilde etkiledi. Balık araştırma enstitüleri, bu yıl denizlerde hamsi avının beklentilerin oldukça altında gerçekleşeceğini öngörüyordu. Mart ayından itibaren beklenen hamsi sürülerinin gelmemesi, balıkçılar için bir alarm zili koptu. Avgede çalışmalara katılan tekneler, denizde hamsi bulamadan dönmek zorunda kaldı.
Denizlerdeki av miktarının azalması, haliyle balık fiyatlarını da etkiledi. Balıkçılar, hamsinin kilogram başına fiyatının yükselmesi ile kâr marjlarının azalacağını düşünüyor. Bu süreçte birçok balıkçı, hamsi avının bu yıl erken sona ermesinin ekonomik etkilerine dikkat çekti.…” Öyle ki, balıkçılardan biri, “Bu yıl teknemiz limanda bekleyecek. Hamsi bulamazsak, başka türlere yönelmek zorunda kalacağız,” şeklinde konuştu.
Hamsinin ava kapalı olduğu bu süreçte, balıkçılar alternatif balık türlerine yönelmekte zorlanıyor. Özellikle mezgit, palamut ve uskumru gibi balık türlerinin popülaritesi artmış durumda. Ancak bu türlerin de mevsimsel değişim ve hava koşullarına bağlı olarak av oranlarının dalgalanması, balıkçılar için sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Ayrıca, av yasağı konulan türler ve korunmaya alınan alanlar da balıkçıların işlerini daha da zorlaştırmakta.
Her ne kadar alternatif balık türlerine yönelilse de, hamsinin Türk mutfağındaki yerini dolduracak bir diğer balık türü bulmak oldukça güç. Hamsi, özellikle kızartma, ızgara ve buğulama gibi yöntemlerle çok yenen bir balık olarak öne çıkıyor. Ayrıca, hamsi pilavı ve hamsili pizzalar, yerel restoranların menülerinde sıkça yer buluyor. Hamsinin yokluğunda, balıkçılar bu tür spesiyaliteleri sunmakta zorlanacaklar.
Mevsim değişiminin etkisiyle kış aylarında denizlerden gelen hamsi müjdesinin yerini, “balik yok” haberleri alıyor. Balıkçılar, bu süreçte yalnızca kendi işlerini değil, aynı zamanda yerel ekonomiyi de olumsuz etkileyen bir döngü oluşturuyor. Hamsinin geri dönmesi için gereken süre ise belirsizliğini koruyor. Tüm bu gelişmelerle birlikte, balıkçılardan aldığımız bilgiler ışığında, tüketicilerin ve restoran sahiplerinin alternatif balık türlerine yönelmesi kaçınılmaz görünüyor.
Özetle, denizlerdeki hamsi kıtlığı, hem balıkçılar hem de taze hamsi tüketicileri için zorlu bir dönem başlatmış durumda. Bu sezon yaşanan hamsi avının azalması, gelecekte benzer sorunların yaşanabileceğinin de sinyallerini veriyor. Balıkçılık endüstrisi ve deniz ekosisteminin sürdürülebilirliği açısından önlemler alınmadığı sürece, bu durum sürekli bir sorun olarak gündemde kalmaya devam edecektir. Gazetecilik ve medya, bu sorunların çözümüne yönelik farkındalık yaratmak için kritik bir role sahip. Hamsi avındaki bu beklenmedik durum, belki de Türk mutfağı için eşsiz bir lezzetin kaybolma riski ile karşı karşıya olduğunu da gözler önüne seriyor.