Son zamanlarda artan suç oranları, toplumda büyük bir endişe yaratmaya devam ediyor. Özellikle haraç çeteleri, insanların günlük yaşamını tehdit eden birer gölge haline geldi. İşte bu suç dünyasının çarpıcı bir örneği, bir adamın etek giymesinin ardından yaşanan dramatik bir olayı kapsıyor. Haraç istemek üzere sokakta bulunan bir grup çete üyesinin, etek giyen bir adamı hedef alması, hem cinayete teşebbüs hem de cinsiyet kimliği üzerine tartışmaları beraberinde getirdi. Çetenin, cinsiyet kimliğini de alet ederek insanları hedef alması, toplum için ayrı bir tehdit oluşturuyor.
Olay, sabah saatlerinde bir alışveriş merkezi önünde gerçekleşti. Geleneksel cinsiyet rollerinin toplum üzerindeki etkileri ile derinlemesine bir bakış sunan bu olay, aynı zamanda bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerinin de cinsiyet kimliğine göre dışlanabileceğini gözler önüne seriyor. Etek giyen adam, kafasında belli bir amaca yönelik giydiği kıyafetler ile dolaşa dolaşa alışveriş merkezinin kapısına yerleşmiştir. Burada yemeğe gitmekte olan bir grup genç tarafından fark edilmiştir.
Yaşanan anlarda acı bir durum, bu grubun etek giyen adamı haraç hedefi olarak belirlemesi ile başladı. Gençlerin başında bulunan kişi, etek giyen adamın yanında bir süre bekledi, ardından evlerini arayarak bir arkadaşını çağırdı. Bir grup daha, çeteden destek almak için olay yerine yöneldi. Hedef alındığı hedef oldukça bariz olan adam, yaşanılanların şokunu üzerinden atamamıştı ve bu sırada haraç isteyen gençlerin ona yönelik tehditleri arttı.
Tüm bu olaylar sürecinde, etek giymek suçlu bulunduğu bir toplumsal algı oluşturdu. Olay esnasında dışarıdan bakıldığında, sadece ağzından "para ver" diyerek adamı tehdit eden birkaç çetenin kurşunlarını ensesinin arkasına hedef alması, gerek polisin gerekse sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekti. Ancak burada cinsiyet kimliğini kullanan çetenin, bunun ne denli tehlikeli bir durum olduğunun farkında olmaması düşündürücüydü.
Bu olay sonrasında, toplumsal cinsiyet kimliği üzerine yürütülen tartışmalar oldukça önem kazandı. İnsanların cinsiyet kimliklerinden dolayı hedef alınması, büyük bir tepkiyle karşılandı. Yaşanan bu olay, bireylerin kendini ifade etmesini kısıtlayan nedenlerden birinin bir kere daha gözler önüne serilmesini sağladı. Etek giyen bu adam gibi birçok birey, toplum içinde kendilerini serbest bırakmak isterken, ne yazık ki bir grup insanın önyargıları ve cehaletiyle karşılaşmak durumunda kalabiliyor.
Sadece bu olay özelinde değil, dünya genelinde LGBT bireylerine yönelik ayrımcı tutum ve uygulamalara karşı çıktığınızı gösteren birçok ses yükselmeye başladı. Çeşitli LGBT örgütleri, bu tür saldırıların son bulması için kamuoyunu bilgilendirmeye başladılar. Olayın sosyal medya üzerinde hızla yayılması, farkındalık oluşturma çabalarını da beraberinde getirdi. 'Cinsiyet kimliğimle yaşamak benim hakım' sloganı ile birçok insan kendini savunma mekanizmasını devreye soktu. Giyindikleri kıyafetler, kimliklerini belirleyen birer ifade biçimidir. Bu bakımdan, herkesin kendine özgü bir hayat sürme hakkı olduğu vurgulandı.
Tüm bu suçlardan en çok etkilenen vatandaşlar, kadınlar ve erkekler değil, toplumun marjinalleşmiş kesimlerinin daha fazla hedef alındığını belirtmekte. Etek giyen bir adamın kurşunlardan kurtulmayı başardığı ve olayın adli süreçte ilerlediği bilgileri de geldi. Herkesin cinsiyet kimliğine göre yargılandığı, fiziki özellikleri nedeniyle hedef haline geldiği bir dünya, barış içinde yaşayabileceğimiz bir yer olmaktan oldukça uzak durumda. Sonuç olarak, bu olay sadece haraç çetelerinin değil, aynı zamanda toplumun sunduğu yaralayıcı cinsiyet algısının da bir yansıması olarak düşünülmelidir. Bireylerin kendileri olması ve bunu korkusuzca ifade etmeleri gerekmektedir.