1970'ler futbol tarihin en ilginç olaylarına tanıklık etmiş bir dönemi temsil ediyor. Bu dönemde, Arjantinli efsane futbolcu Diego Maradona'nın sahada ter döktüğü birçok maç, unutulmaz anlara imza attı. Maradona'nın kariyerindeki en ilginç karşılaşmalardan biri, Türk hakem Ali Şahin’in yönettiği Olympique Marseille ile Argentinos Juniors arasındaki tarihi maçtı. Şahin, yıllar sonra bu maça dair ilginç detayları ilk kez tüm açıklığıyla paylaşarak, futbolseverlerin merakını artırdı. "Maç bu nedenle geç başladı" diyerek o anları yeniden gündeme getirdi.
Maradona'nın yetenekleriyle tanındığı bu maç, sadece onun kariyeri için değil, Türk hakemliği açısından da önemli bir dönüm noktasıydı. Maç başlamadan önce görevli hakem Ali Şahin’in karşı karşıya kaldığı sorunlar, aslında tüm Türk futbol camiasını etkileyen ve bir daha yaşanmaması gereken durumlar arasında yer alıyordu. Şahin, maç öncesindeki hazırlıkları, statta yaşanan ilginç olayları ve Maradona'nın sahadaki davranışlarını detaylı bir şekilde anlattı. "Maçın başlama saati gelmesine rağmen stadyumda bazı güvenlik sorunları yaşandı ve bu yüzden oyunun başlangıcı gecikti" diyerek durumu özetledi. Güvenlik ekiplerinin ihmalinin yanı sıra, Maradona’nın kendisi de büyük bir dikkat çekici unsurdu. Maçın başlamasıyla birlikte sahada sergilediği futbol yetenekleri herkesin gözlerini doldurdu.
Ali Şahin, Uluslararası Hakemler Derneği'ne katılma sürecinde ve uluslararası alanda kendisini kabul ettirmek için verdiği mücadeleyi de unutmuyor. "Türk hakem olarak uluslararası arenada maç yönetmek büyük bir sorumluluktu. Maradona gibi bir yıldızla maçı yönetmek, sadece benim değil, Türkiye'nin de en önemli anlarından biriydi" ifadeleriyle duygu dolu anlarını paylaştı. Şahin, Türk hakemlerin uluslararası arenadaki yerini daha da güçlendirmek amacıyla gösterdiği çabaları vurgulayarak, bu maçın ona kazandırdığı deneyimlerin, kariyerinde nasıl bir etki yarattığını anlattı. Maradona’nın o dönemki performansı ve saha içindeki karizması, sadece tribünlerdeki izleyicileri etkilemekle kalmadı, aynı zamanda maçın hakemini ve yardımcılarını da derinden etkiledi.
Bütün futbolseverler gibi, Türk hakem Ali Şahin de Maradona’nın futbolculuk kariyerine hayrandı. "Onu sahada görmek gerçekten büyük bir duygu. Ancak bunu hakemlik sorumluluğu çerçevesinde daha dikkatli ve profesyonel bir şekilde yönetmem gerekiyordu" diye belirten Şahin, Maradona'nın saha içindeki duruşunun yanı sıra, oyuncularla olan ilişkilerine de dikkat çekti. O karşılaşmada Maradona'nın yedek kulübesindeki gergin tavırları ve takım arkadaşlarıyla olan etkileşimi, maçın atmosferini daha da gerilimli hale getirmişti.
Ali Şahin, maçın analizini yaparken Maradona’nın olağanüstü yeteneklerine de değindi. “Futboldaki diğer oyunculardan farklıydı. Saha içindeki hareketleri ve hızlanmalarıyla adeta bir sihirbaz gibiydi. Onunla aynı sahayı paylaşmak, bir hakem olarak benim için büyük bir mutluluktu. Ancak her şeyin ötesinde, maçın düzgün ilerlemesi için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım” diyerek, hem sahaya hakim olma becerisini hem de Maradona'nın etkisini aktardı. Bu tarihî maçta yaşadığı deneyimler, ilerleyen yıllarda birçok arşive girdi ve unutulmaz anılar arasında yer aldı.
Şahin, bu tür önemli anların Türkiye futbolu adına da büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu vurgulayarak, "Futbol, sadece bir oyun değil, aynı zamanda kültürlerin bir araya geldiği bir platform. Türk hakemleri olarak bunu dünya sahnesinde daha iyi bir şekilde yansıtmalıyız" dedi. Bugün birçok futbolsever, o dönemki maçın Maradona'nın kariyeri üzerindeki etkilerini sorgularken, Şahin’in anlattıkları, tarihî bir dönemin kapılarını aralamış oldu.
Son olarak, Ali Şahin Maçın ardından gelen dönemi de değerlendirdi. "Maradona ve ben gibi oyuncu-hakem etkileşimleri, yalnızca futbolun doğasında değil, aynı zamanda hayatın sınırlarında da önemli bir yere sahip. Herkesin birbirine saygı duyması, ortak bir dil yaratması gerekiyor" diyerek, bu spor dalının getirdiği ortak paydalara vurgu yaptı. Maradona'nın her zaman hatırlanacak ve arkanızda pek çok anı bırakacak bir oyuncu olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu tür etkileyici hikâyeler, Türk hakemliği ve futbolda geçmişten günümüze nasıl bir evrim geçirdiğini gösteriyor. Ali Şahin’in yaşadığı bu deneyim, yalnızca bir hakemin gözünden değil; futbolun evrensel ruhunu anlamak için de oldukça değerlidir.