Ülkemizde eğitim alanına yapılan yatırımlar, özel okulların sayısı ve rekabet koşulları, son dönemlerde giderek dikkat çekici bir biçimde arttı. Ancak bu artış, beraberinde özel okul fiyatlarının da hızla yükselmesine yol açtı. Bugün geldiğimiz noktada, özel okul fiyatları, birçok aile için bir araba satın almakla eşdeğer bir maliyet haline geldi. Bu durum, özellikle orta gelir grubu ailelerin eğitim tercihlerinde büyük zorluklar yaşamasına neden oluyor.
Son yıllarda özel okulların eğitim kalitesinin yanı sıra, altyapı olanakları ve sundukları sosyo-kültürel aktiviteler de artış gösterdi. Ancak bu olanakların sağlanabilmesi için gerekli finansmanın büyük bir kısmı, öğrenci ücretlerine yansıtılıyor. Eğitimdeki bu kayda değer değişim, velilerin cebini de doğrudan etkiliyor. Öyle ki, 2023-2024 eğitim öğretim yılı için özel okullardaki yıllık ücretler 100.000 TL'yi geçerek bazı bölgelerde lüks araç fiyatlarını bile geçebilme kapasitesine ulaştı.
Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerdeki özel okullar, yüksek bir talep görmekte ve bu talep, okulların fiyatlandırma politikalarını belirleyen en önemli etkenlerden biri haline geldi. Aileler, çocuklarının geleceği için en iyi eğitimi almak istediklerinden, birçok durumda yüksek ücretleri ödemeye gönüllü hale geliyorlar. Ancak bu durum, bazı bölgelerde eğitimdeki eşitlik ilkesini de zedelemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal adaletsizlikleri de artırıyor.
Artan maliyetler, birçok aileyi zor durumda bırakırken, özel okul tercihlerini de büyük ölçüde etkiliyor. Gelir düzeyi yüksek olan aileler, çocuklarını istedikleri özel okullara gönderme konusunda daha rahatken, orta ve düşük gelirli aileler ise bu durumu kabullenmekte zorlanıyor. Bu noktada, eğitimde fırsat eşitliğini sağlama amacı gütmesi gereken devlet politikalarının da yanı sıra, özel sektörün bu ücretlendirme konusundaki sınırlarını değerlendirmesi önemli bir mesele olarak öne çıkıyor.
Birçok özel okul, yüksek maliyetlerle birlikte eğitim kalitesini artırmayı taahhüt etse de bu, çoğu zaman yeterli olmuyor. Aileler, yüksek harç bedelleri ile birlikte ders kitapları, kırtasiye malzemeleri, ulaşım ve gıda gibi ek masraflarla karşı karşıya kalıyor. Bütün bu ek maliyetler düşündüğünde, eğitim harcamalarının büyüklüğü gözler önüne seriliyor.
Sonuç olarak, özel okulların yüksek fiyatları ile araba fiyatlarının yarışması, eğitim sistemimizde çok önemli bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmakta. Eğitim, bireylerin geleceğini şekillendiren temel bir hak olmasının yanı sıra, toplumsal yapının da temel taşlarından biridir. Bu nedenle, devletin konuya müdahale etmesi ve gerekli düzenlemeleri yapması kaçınılmaz bir hal almıştır. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, tüm bireylerin en iyi eğitimi alabilmesi adına kritik bir üzerine düşülen bir konudur.
Özel okul fiyatlarındaki artış, sadece Türkiye için değil, dünya genelinde de gözlemlenen bir trend. Ancak, her toplum kendi sosyo-ekonomik dinamikleri çerçevesinde bu sorunu ele alarak sürdürülebilir çözümler geliştirme yoluna gitmektedir. Eğitimde maliyetlerin düşürülmesi, özel okulların daha ulaşılabilir hale gelmesi ve devlet desteklerinin artırılması, sorunun çözümünde önemli adımlar olarak karşımıza çıkması gereken unsurlardır. Eğitim, yalnızca bir mal ve hizmet değil, aynı zamanda geleceğimizin teminatıdır. Bu nedenle, herkes için ulaşılabilir nitelikte bir eğitim sağlanması adına birlikte atılan adımlar, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecektir.