Türk sporu, bir efsaneyi daha sonsuzluğa uğurladı. Maratonun kalbinde yer alan, uzun mesafe yarışlarının unutulmaz ismi, hayatını kaybetti. Kendisinin sadece bir sporcu değil, aynı zamanda ilham kaynağı olduğu birçok kişi için bu kayıp derin bir üzüntü yarattı. Yıllar boyunca katıldığı pek çok ulusal ve uluslararası yarışta sergilediği performansla adını Türk atletizminin altın sayfalarına yazdıran bu efsane, sadece kazanmasi ile değil, aynı zamanda sporculara kattığı değerlerle de hafızalarda yaşamaya devam edecek.
Bu maraton efsanesi, sadece kazanmakla kalmayıp, aynı zamanda maraton tarihindeki birçok ilki gerçekleştirdi. İlk kez 1980'li yıllarda uluslararası arenada boy gösteren bu sporcu, yıllar içinde Türkiye'nin en uzun ve en zorlu maraton yarışlarında adını duyurdu. Alina Maratonu, İstanbul Maratonu ve daha niceleri onun gibi bir sporcunun göğsünü kabarttığı yarışlardan sadece birkaçıdır. Her bağımsız koşu, onu daha da ileri taşıdı. Uzun mesafe koşularında yalnızca yarışı kazanmakla kalmadı, aynı zamanda genç sporculara mentorluk yaparak ve onların gelişimine katkıda bulunarak maraton dünyasında bir okul kurdu adeta. Başka bir deyişle, onun hayatı spordan çok daha fazlası oldu.
Kendisi için maraton sadece bir spor dalı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimiydi. Koşmanın, disiplinin ve azmin, insanı ne denli güçlü kıldığını da gösterdi. Sayısız ödül, derece ve madalya ile geri dönerken kendi putlarını da yıkmayı başardı. Uzun mesafe koşucularında sıkça görülen sakatlıklara rağmen yılmadan devam eden azmi, onu genç sporcular için de bir idol haline getirmiştir. Gerek yerel gerekse uluslararası arenada elde ettiği başarılarla sadece Türk atletizminin gururu olmakla kalmadı, dünya genelinde de tanınan bir şahsiyet haline geldi.
Her ne kadar hayatını kaybetmiş olsa da, arkasında bıraktığı miras asla unutulmayacaktır. Onun gibi bir sporcunun yaşamı, yalnızca kazanılan madalyalarla değil, aynı zamanda genç nesillere aktardığı değerlerle şekillenmiştir. Sporu herkes için ulaşılabilir kılma çabaları, onu profesyonel atletlerin yanı sıra amatör sporcular için de bir idol konumuna yükseltti. Gençlere ilham verici hikayeleriyle, düzenlediği maraton eğitimi ve söyleşileriyle, hepsinin ruhuna dokunmuştur.
İlk kez maraton koştuklarında duydukları heyecan, onun stadyumlardan süzülen sesleri ve spor aşkıyla dolu anılarını, onların ruhlarında yaşatmıştır. Kaybettiğimiz bu büyük efsanenin hikayesi, genç sporcu adayları için bir rehber, bir motivasyon kaynağı olmaya devam edecektir. Hayatının her döneminde mücadele eden, azmedecek gücü bulmak için hayallerinin peşinden koşan bu kişinin başarıları, gelecek nesilleri de olumlu yönde etkileyecektir. Deneceğe ve azme dair verdiği mesaj, onun ölümsüzlüğünü kanıtlayan bir diğer unsurdur.
Hayatını kaybeden bu maraton efsanesi, bizlere sadece sporun değil, derin bir tutkunun, azmin ve dayanıklılığın önemini de hatırlattı. Aile, arkadaş ve sevenlerinin bu acı kaybı, alanında başka bir efsanenin yokluğu ile daha da büyüyerek devam edecektir. Yakın zamanda kaybettiğimiz bu efsane, Türk maraton tarihinin önemli bir parçası olarak her daim hatırlanacak ve adı sonsuzluğa taşınılacaktır. Maraton koşuları, onun anısını yaşatacak ve onun mirasını sürdürme çabası her daim tazeliğini koruyacaktır. Bir zamanlar sahnede olan, başarılar elde eden, gençlerin kalbinde yer eden bu efsane, spor dünyası için büyük bir kayıp olmaya devam edecektir.